Daha önceki bir yazıda Brian Eno'nun kendi müziğine dair verdiği tanımlardan hareketle kendisinin bilgisinin oluşumu sürecinde bilgiyi alımlayana da bir yer ayıran olgulara bir giriş yapmış oldum. Kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
Medya çalışmaları alanında önde gelen bir isim olan Stuart Hall ünlü 'Kodlama, Kodçözümü' (Encoding, Decoding) makalesinde medyada mesajın oluşum sürecinde mesajı kodlayanın avantajlı konumunu vurgulamakla birlikte kodçözümü sürecinin mesaj tüketicisine mesajı farklı şekillerde alımlama olanağı da sunduğuna dikkat çeker. Bu argümanı farklı şekillerde okumak mümkündür. Hall'ın düşünsel konumundan hareketle ilk akla gelecek olan okuma biçimi mesajın yerine ulaşması için alıcısı tarafından çözülmesinin gerekiyor olması durumunun mesaj tüketicisine sınırlı dahi olsa bir hareket (mücadele) alanı sunduğu noktasına odaklanır. Bu okuma biçiminde kodun çözümü siyasi bir momenttir ve ortodoks yaklaşımlardan ne kadar uzaklaşmaya çalışırsa çalışsın Hall'ı gerisin geriye 'bilinç' meselesine götürür.
İkinci bir seçenek nasıl bir niyetle oluşturulmuş olursa olsun mesajın iletilebilir hale getirilmesi için kodlanması gerektiği konusuna odaklanmak olabilir. Bu okuma biçimine göre mesajın kodlanmış hali (yani, mesajın yayınlandığı medya her ne ise orada geçerli olan dil ile yeniden yazılması sonucunda ortaya çıkan ürün) asla mesajın kendisi olmayacağı için belki de en baştan mesajın kendisinden farklılaşmaktadır. Bu durumda kodçözümü yalnızca mesaj tüketicisinin kapasitesi (bilinç seviyesi, tercihleri, yanılsamaları, vs.) ile şekillenmemekte, mesajın kodlanmış halinin halihazırda mesajdan farklılaşmış olmasından dolayı iki kere (yani hem kodçözücünün tercihleri ve kapasitesince, hem de mesajın kodlanmış halinden kaynaklanan değişimlerce) 'bozulmaktadır'.
Bu ikinci okuma biçiminin bizi mesajın ('bilgi' diye okuyun) iletilemez bir olgu olup olmadığı sorusuna götürmesi kaçınılmaz. Mesajın iletilemezliği bilgi ve iktidar arasında var olduğu artık herkesçe kabul edilmiş olan ilişkiyi sorgulanır hale getirir gibi gözükmekle birlikte bu ilişkinin yerli yerinde durduğunu görebilmemiz için kodçözümündeki geniş özgürlük alanı için nasıl bir bedel ödemiş olduğumuza bakmamız gerekir. Ümit ediyorum ki bu mesele hakkındaki fikirlerimi de kısa zamanda monitörünüze dökeceğim.