Wednesday, February 09, 2011

anime: eğlendirirken düşündüren lezzet

Bilim-kurgunun bir tür gerçeklikten kaçış olduğunu savunan zevat her daim vardır. Hele hele bilim-kurgunun çizgi romanı, mangası, animesi olsun herhal bu zevat tarafından çoluk çocuk işi görülüp bir kenara itilir. Efenim geçenlerde Ghost in the Shell mangasının Stand Alone Complex animesinin 2nd GIG nam sezonunu izlemekteyken bu zevatın tezine tezat bir durum hasıl oldu. Bildirmek isterim.

Hikayeyle lafı uzatmadan anlatayım. Sezonun 5. bölümünde, hikayede adı geçen bir terörist grubun ilham aldığı Patrick Silvestre adlı bir yazardan bahsediliyor. Yazarın Reflections on Nations and Revolutions: Collected Preliminary Essays on Revolution (Cambridge University Press, New York, 1976) adlı eserine dair bilgi verilirken söz konusu metinlerin -haliyle- Rus ve Küba devrimleri gibi bir takım tarihsel olayları ele aldığını öğreniyoruz. Kitabı bize tanıtan karakter bir yandan metinlerin isimlerini okumaktadır. 'Tahakkümden Kurtuluş' ve 'Krala Elveda' gibi başlıklar sıralanırken bir yandan da bilgisayar ekranında çeşitli tarihsel figürler görüyoruz. Tam 'Tanrılarla Yolları Ayırmak' (Parting Ways with the Gods) adlı başlık okunurken bakın karşımıza kim çıkıyor:
E nerede kaçış, nerede gerçekliği reddediş? Şüphesiz Ghost in the Shell serisinin toplumsal olsun, siyasal olsun, iktisadi olsun, felsefi olsun, tarihsel olsun, iktisadi ve idari bilimler ve fen-edebiyat fakültelerinin bütün bölümlerini ilgilendiren olgular üzerine kurulu evreni ile "gerçeklik" denilen düzlem arasında çok az bir mesafe bulunduğu için memleketimiz meselelerine dair dosyanın zihnimde açılıvermesi CPU'yu fazla zorlamadı, izlemeye devam ettim. Ancak sezonun 8. bölümünde hikayenin ana karakterlerinden Batou'nun aşağıda göreceğiniz kırgınlık dolu karedeki sözleri beni gerçekliğin tam dip çukuruna, bilgisi analitik bir yapıya henüz kavuşmamış olan, üzerine iki domates suyu damlayana kadar ancak tedavülde kalan gazete köşelerinden dışarı henüz çıkamamış o belirsiz alana, yani 'güncele' fırlatıverdi:
"Başbakan bir kağıttan kaplan! (The prime minister is a paper tiger!)"

Bu metnin ömrünü biraz uzatmak adına konunun alakasını hatırlatayım. Geçtiğimiz günlerde (metnin yapıştırılma tarihine bakınız) CHP genel başkan yardımcısı Süheyl Batum ordu için bu benzetmeyi kullanmış, askeri vesayet savunuculuğu yaptığı gerekçesiyle ağır eleştiriler almıştı. Bu yazı nasıl başladı, nasıl bitti ben de bilemedim. Well hussle, bilim-kurgu sevin, anime izleyin, vs. yani.